Çoğu insan Modernleşme/ Batılılaşma hareketini bir anda sıfırdan başlayan progresif şekilde ilerleyen bir hareket gibi görüyor. Kimileri bu hareketi 1923 yılında , kimileri 1839 kimileri 18 yy ikinci yarısında başlatıyor. Modernleşmeyi daha iyi bir hayat idealiyle değişen çağın koşullarına ayak uydurma çabası olarak alırsak, Türk modernleşmesinin herhangi bir nokta tarihte başladığını kabul etmek çok zor. Türkler Anadolu ya belki de en son gelen kavim olarak 11. Yy dan beri “batı” yla etkileşim, değişim ve dönüşüm halinde. Zamanı gelmiş doğu romanın kurumlarını kendimize adapte etmişiz, yeni teknolojiler orduda kullanılmış, kültürel-sanatsal-ekonomik etkileşim hiçbir zaman canlılığını yitirmemiş...
Türkiye’de tarih eğitiminin bir propaganda aracı olarak kullanıldığı aşikâr. Tarih bilmeyen ve tarihi hafızası olmayan bir halk olduğumuz için yalan yanlış çoğu bilginin ilkokul ders kitaplarına kadar sokulmasına pek ses edemedik. Kabul etmesi biraz üzücü ama Türkiye’de 12 sene devlet okullarında ilköğretim lise tarih eğitimi almış bir öğrencinin öğrendiği çoğu şeyin uluslararası bir geçerliliği yok. Böyle olunca da tarihi bilgilerimiz şehir efsaneleri yumağı olmanın pek ötesine geçemiyor. Fakat güncel siyaseti daha iyi okumak ve gelecekle ilgili rasyonel fikirler üretebilmek biraz da tarihi olayları objektif-sakin kafayla yorumlayabilmekten geçiyor. İşte tam da bu yüzden tarih eğitimi kisvesi altında bize dayatılan ezberleri sorgulamaya çok ihtiyacımız var. Ben de dedim o zaman site için tarihi klişeleri sorguladığım kendimce bir yazı dizisi yapayım... |
Bu dönemle ilgili yapılan öğrenci sunumlarına ulaşmak için yukarıdaki butona basabilirsiniz Arşiv
December 2013
Kategoriler
All
|